AYNAYA BAK
Kendi kadınlarında ahlak, başka kadınlarda orospuluk arayan erkek ile kendisine biat edenlerin suçlarına körken, kendisine karşı olanların suçlarına zoom yapan otorite, ruh ikizidir.

Neye nasıl bakıyor ve neyi nasıl anlıyor oluşumuzu, bizlere çocukluktan itibaren yüklenen kodlar belirler. Kaçımız kendimize “Ben gerçekten ben miyim” diye soruyoruz ve kaçımız bildiklerimizle, bellediklerimizle ve inandıklarımızla yüzleşmeye hazırız ve kendimizi değiştirmeye gönüllüyüz?
Ne yazık ki biz gerçekte bir ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ toplumuyuz.
Bir insanı Pavlov Köpekleri gibi şartlayarak eğitirseniz, o sadece belletilenlere göre tepki verir. Kendine yabancılaşır ve sahibinin sesi olur. Sahibimiz kim?
Sahibimiz, içimizde kendimizi duymamıza engel olan tanrılarımız, kutsallarımız, inançlarımız ve ebeveynlerimizin bize aktardığı sorunlu davranış kalıplarımızın, ne olduğumuza saplanıp kalırken, nasıl bir kişilik olduğumuza körleşen algılarımızın toplamıdır.
Algı ve duygularımız kelimeler üstünden yönetiliyor. Bunun ne kadar farkındayız ve kendimizi duymak adına kaç kelime yaktık? Mercimek kadar bırakılan beyinler, nohut-bakla kadar konuşuyorlar. İşte, şikâyet ettiğimiz her şeyi, içimize yerleştirilen bu hadsizlik besliyor.
Bir kez kendine yabancılaşan biri, düzenin dişlisidir artık. Kendini bilmeyen biri, her şeyi bildiğini sanır ve böylece herkesin elemanı olmaya yatkın hale gelir. Bize belletilen kodlar tam da bu işe yarar; çünkü köle bilinci, efendi yaratmadan var olamaz.
Öyle kirletildi ki bu toplum, ruhumuzdaki cesetlerimiz kokuyor. Ruhlarımızdaki cesetlerin yaşadığını ispat etmek için, başka cesetlerin üzerinde tepinme arzumuzu da yaşamak sanıyoruz. Sevgiyi, sevdiğimizi, insanı, erdemi, ahlakı ve adaleti hep birlikte öldürüyoruz.
Herkes içindeki cesedini kötülükle besliyor.
Oysa yaşam, yok oluş ve yok ediş üzerine kurulamaz. Ne zaman fark edeceğiz, bir başkasının kötülüğünü istemenin, kendi kötülüğümüz olduğunu?
Herkes oturmuş, mucize bekliyor. Ya şikâyet ediyor, ya bahane üretiyor. Mucizenin kendisi olduğunun farkında olamayacak kadar da kendinden bihaberdir. Ruhu köledir. Bir tek hayali vardır, bir gün efendi olmak. Köle ruhların cehennemi yeryüzüdür. Görevleri, efendilerinin cennetini yaşatmaktır.
Kalk ve silkelen.
Hatırla; sen insansın.
Hâlâ geç değil, kendini arayıp bulmak sadece senin elinde.
Fark et, şüphe et, merak et.
Düşün, sorgula, empati yap.
Hayvandan bile geriyse algın, insanım demeye utanmakla başla işe.
Aşk ile #nesrince Nesrin Arıkan