KÜRESEL ÇAĞDA İLETİŞİM VE MARKA
Dünya’nın Küreselleşme süreci ve teknolojinin yön vermesiyle birlikte gelişen kitle iletişim araçları, kitlelere ulaştıran mesajların hem içeriğinde, hem de şeklinde önemli değişikliklere yol açmıştır.
Bildiğimiz iletişim faaliyetleri, mesajları doğru hedef kitleye, doğru araçlarla ulaştırmaya çabalar. Kitle iletişimi çeşitlenerek, iletişim süreci araya karışarak hedef kitleyi daha parçalı bir şekle dönüştürür.
Kitle İletişim sürecini çözmek için bazı çözümleyici durumlar gerekir. İletişim stratejik yönetiminin belirlenmiş sistemler vardır. Pasif değil aktif olarak rol oynanır. Bu tip durumlarda sorunların zayıf
noktalarını güçlü hale getirip, sorunlar oluştuktan sonra çözüm aramak yerine, sorun oluşturacak zayıf noktaları belirleyip buraları güçlendirerek, sorunları kaynağında çözmeyi hedeflemektedir.
Stratejik iletişimde etkin çizgi, bizi tercih etmede sağlayacak farklı yönlerimizi ortaya çıkarmamızı oluşturur. İletişimde stratejik yönetim; verilen mesajları hedef kitleye ileten ve iletilen ile etkin ölçüyü sağlamak aynı zamanda algı oranını iyi tespit etmekten geçer. Sürdürülebilir ikna gücü ile kriz yönetimine karşı önlem alabilmektir. Böylece kendini ülkende itibarını koruyabilecek seviyeye getirebilmektir. Bunu da güven oluşturabilecek bir marka için yol haritası ile belli etmek gerekir.
Amerikan stratejik iletişim danışmanı Emil Goldman, stratejik iletişimi, “Tutum ve davranışları etkilemeye yönelik bir strateji” olarak tanımlamaktadır.
İletişim kuramazsak, mesajları dinleyemeyiz, kitlelere ulaşamazsak hiçbir etki yaratamayız. Stratejik İletişim Yönetiminde, geçici değil, uzun vadeli çalışmalar yapmalıyız. Kalıcı ve sağlıklı olan aynı zamanda da başarının yolunu açan bu yaklaşım bence.
Kurumsal anlamda bakarsak, küreselleşme sürecinde başarılı olabilmenin etkili yolları vizyon, yönetim anlayışı, fark yaratabilen bir iletişim kültürü gerektiğini düşünüyorum.
Değer oluşturabilmek” için güçlü bir marka ve kurum imajına sahip olmak zorunludur.
Güçlü bir marka ve kurum imajı oluşturabilmenin yolu da, sunulan ürün ve hizmet başta olmak üzere, teknolojide, müşteri memnuniyetinde, toplumsal sorumluluk ve kalitede ortaya “fark” koyabilmekten
geçmektedir. İşte bu “farkı” oluşturabilmek için güçlü bir “kurum imajına” sahip olmak gerekmektedir. Aynı şey tüm ülkeler için de geçerli olduğunu düşünüyorum.
Stratejik iletişim süreçlerini doğru bir şekilde yürüten ve yabancı kamu oylarının desteğini alan ülkelerin uluslararası arenadaki imaj veprestijinin olumlu yönde geliştiği görülmekte.
Günümüz dünyasında ülkeler doğrudan yabancı yatırım, marka ihracı ve turizm konularında birbirleriyle kıyasıya rekabet etmektedir. Ülkeler sahip oldukları markalar ile anılmakta, bu markalar eğer geniş
kitleler tarafından kullanılıyor ve seviliyorsa, ülkenin imajı da olumlu şekilde etkilenmektedir.
İletişimin stratejik bir bakış açısıyla yönetilen ülkeler; kendilerini başka ülkelere/toplumlara daha kolay anlatabilir, daha doğru tanıtabilir, kendi istediği şekilde algılamalar oluşturabilir. Sağlıklı ve etkili iletişim; güven temelinde yükseliyor, samimiyet ve içtenlikle gelişiyor.
Ülkelerin demokrasi, hukuk devleti, insan hakları ve özgürlükler gibi evrensel değerlere sahip olması; bu değerleri hem kendi ülkesinde içselleştirmesi, hem de başka toplumlara yaygınlaştırma arzusunun
olması büyük önem taşımaktadır. Başarılı bir ülke markası ancak bu evrensel değerler üzerine inşa edilebilir ancak bu değerler stratejik iletişim yönetimi ile başka toplumlara aktarılabilir, onların ilgisini çekebilir.
Stratejik İletişim yönetimin de belirtilen en iyi modeli 5N1K “neyi,neden,nasıl,nerede, ne zaman ve kime” söyleyeceğimizi iyi tespit etmeliyiz.
Strateji Sensin. Ne kadar çok yapmak istersen her şeyi yapabilen güce sahipsin. Her şey sende başlıyor. Dünyanın değişimini yakından takip et. Rekabet için oku, düşün, paylaş ve katıl.
Müge Oralbay