ÇYDD BODRUM ŞUBESİ GENÇLİK VE SPOR BAYRAMINI KUTLUYOR

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Bodrum Şubesi, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yıl kutlamaları çerçevesinde Bodrum Belediyesi desteğiyle düzenlenen 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri ÇYDD gençleri, üyeleri ve gönüllüleriyle birlikte coşkuyla kutlayacak.

Tüm yurttaşları bu özel günde birlikte olmaya davet eden ÇYDD Şube Başkanı Meltem Ulusoy, “17.30’da Kumbahçe, Paşatarlası’ndan on dokuz öğrencimizi Aksona teknesinden uğurlayacağız. Şubemiz gençlerinin her yıl yaptığı Bandırma Vapuru’nun sembolik denize açılışının ardından, Bodrum İskele Meydanında Aksona teknesi karşılanacak. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi gençlerce okunacak. Gençliğin Ata’ya cevabının okunması ardından, Devran Halk Dansları grubunun gösterisi, Viva Dans’ın dans gösterileriyle sürecek 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri, ÇYDD Bodrum Şubesi gençlerinin gösterileriyle sürecek. Kutlamanın Kumahçe bölümünden sonra birlikte Türkan Saylan büstü önünde, ölümünün 14. Yıldönümünde kurucu başkanımızı anacağız. Bayraklar, flamalar ve pankartlarla fener alayına katılmak üzere Marina’da hazır olacağız. Tüm Bodrum’luları bu coşkuyu paylaşmaya davet ediyoruz,” dedi. Fener alayından sonra Belediye Meydanı’nda yapılacak Sefo konseriyle 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri sona erecek.
19 MAYIS DİRENİŞİN VE MÜDAFAA-İ HUKUKUN GÜNÜDÜR!
Yirminci yüzyılın ilk bağımsızlık savaşı olan Türk Kurtuluş Savaşı’nın örgütlenmesinin
başlangıç noktası Samsun, başlangıç tarihi de 19 Mayıs 1919’dur.
19 Mayıs 1919 günü itibariyle, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul
fiilen işgal edilmiş, Osmanlı orduları dağıtılmış, Anadolu illerine işgalci devletler parça
parça asker çıkarmaya başlamıştır. Anadolu’da yaşayan Türk Halkı, gerek işgal
devletlerinin ve gerekse yerel çetelerin saldırısıyla can ve mal güvenliğini yitirmiştir.
Anadolu’nun değişik il ve ilçelerinde işgale karşı “müdafaa-i hukuk” talebiyle
Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri örgütlenmiş ve yerel kongreler toplanmıştır. Osmanlı
Hükümeti ise işgalcilerin değil, işgale karşı olan halkın karşısında konum almıştır.
Bu ağır koşullar altında az sayıda arkadaşı ile Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, 13
Kasım 1918 günü İstanbul Boğazı’ndan geçerken işgalci devletlerin donanmasını
gördüğünde söylediği “geldikleri gibi giderler!” sözünün gereğini yapmış ve işgalden
kurtuluşa giden yolun öncüsü olmuştur.
Mustafa Kemal öncülüğünde Samsun’da başlayan istiklal hareketi, 28 Mayıs 1919’da
Havza Genelgesi’ni yayınlayarak işgale karşı direniş mesajı vermiştir.
22 Haziran 1919’da Amasya Genelgesi yayınlanarak vatanın bütünlüğünün ve ulusun
bağımsızlığının tehlikede olduğu ve kurtuluşun da ulusun kararıyla olacağı
vurgulanarak doğu illeri için Erzurum’da bölgesel ve tüm yurttan Müdafaa-i Hukuk
delegelerinin katılımıyla Sivas’ta ulusal kongrelerin toplanacağı duyurulmuştur.
Osmanlı Hükümeti’nin türlü engelleme girişimlerine ve her türlü imkânsızlığa rağmen
kongreler gerçekleşmiş ve Mustafa Kemal, 27 Aralık 1919’da Anadolu’nun kalbi
Ankara’ya hareket etmiştir. Cemiyetlerin birleşmesi ile kurumsallaşmaya evrilen
Müdafaa-i Hukuk hareketi, 23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin açılmasıyla artık ulusal ve meşru bir kimlik kazanmıştır. Meclisin
açılmasından sonra çok kısa süre içinde işgal karşıtı yerel kuvayı milliye birlikleri,
düzenli ordu komutası altında kurumsal hiyerarşi içinde birleştirilmiş ve bu düzenli
ordu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bağlanmıştır.
TBMM başkanı seçilen Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı gibi çok ağır ve kritik bir
mücadeleyi TBMM adına yönetmiş ve TBMM tarafından verilen başkomutanlık özel
yetkileri ile Kurtuluş Savaşı’nı mutlak zaferle sonuçlandırmıştır. Türk Kurtuluş Savaşı,
TBMM kararları doğrultusunda hukukla yönetilmiş, Mustafa Kemal’in dehası, ulusun
fedakârlığı ve askerimizin kahramanlığıyla kazanılmış çok büyük bir zaferdir. Kurtuluş
Savaşı asla bir maceranın ve rastlantının sonucu değildir, büyük bir aklın ve
sistematik çalışmanın eseridir. Ağır savaş koşullarında bile ulusal meşruiyeti, hukuku
ve meclis egemenliğini önde tutan büyük lider Mustafa Kemal, aşama aşama
kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumsal devlet yapısını ve yönetim şeklini 29 Ekim
1923’te dünyaya ilan etmiştir.
Başta Büyük Atatürk olmak üzere, 19 Mayıs’ta başlayan istiklal hareketini 30
Ağustos’ta zaferle sonuçlandıran, 25 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması ile
dünyaya kabul ettiren ve 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti ile sonsuzlaştıran
iradeye sonuna kadar bağlıyız.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun.
Minnet ve saygıyla…