BODRUM MU? SARAY MI?

Ayhan Karahan/Bodrum için sonucu çok da belli olan seçime günler kala 1 Nisan’da daha çok konuşulacak olan yalan rüzgarı bu bereketli Halikarnassos toprakları üzerine değmedi dense yeridir.

AKP adayı olduğunu maskelemeye çalışan Mehmet Tosun ve saz ekibi ülkenin belki farklı coğrafyalarında bu tezgahı kurabilirlerdi. Ama Bodrum külliyen yanlış adres oldu. Külliyen demişken sahi bir İslam Külliyesi mevzumuz vardı. Ortakent’e doğrudan saraydan saplanan hançer. Osmanlı’da oyun bitmez. Baba, evlat katili olunmadan tahta geçilmez. Sayın Tosun’a şimdi, “Bodrum’da İslam Külliyesi’ne ne diyorsun” dense; “Reisi aradım. Vazgeçirdim” deme olasılığı yüksek. Ama biliyoruz ki; külliyen yalan! Konacık belediye olmaktan çıkalı beri her Bodrum yerel seçiminin nöbetçi adayı Mehmet Tosun da ki siyasi hareketliliği kendi ruhu henüz sindirebilmiş değil gibi. Öyle ya; 2014’te CHP adayı Mehmet Kocadon’a karşı MHP’den aday ol. 2019’da yine CHP adayı Ahmet Aras’a karşı İYİ Parti’den aday ol. Kaybet, kaybet ve bu kez 2024’te yine CHP adayı Tamer Mandalinci’ye karşı ne idüğü belirsiz bir yerden aday ol. O kadar belirsiz ki; sandık kuruldu idük sahiplerinin halen kendileri kendilerine bir tanım bulamıyorlar. Sadece AKP ve MHP telafuz edilmiyor. Cumhur ittifakı, Bodrum ittifakı, dünyaya kafa atan dünya adam hayranları diyorlar da; “Oylar AKP’ye” diyemiyorlar. Oysa Hacı, Dalda oynuyordu Müslümanlar için mübarek olan zamanlarda. AKP Bodrum ilçe başkanı Hacı Dalda’nın esamesi okunmuyordu ezan zamanlarında dahi. Çocukluğumuzun tekerlemesidir. “Dal sarkar, kartal kalkar. Kartal kalkar, dal sarkar.” Hacı Dalda’nın da hangi dala konduğunun çok farkında olduğunu sanmıyorum. Ama o daldan kartalların değil de; leş kargalarının kalktığı çok aşikar gibi. Hacı’nın emaneten oturtulduğu sandalyelerden şaşkın bakışlarındaki gizem belki de o kargaların kanat serpintisine iz düşürse gerek.

“A”lar…

AKP Muğla Büyük Şehir Belediye Başkan adayı Aydın Ağan Ayaydın ile Mehmet Tosun 31 Mart’a günler kala birbirlerine tencere-kapak misali yakışmışlar. AKP Muğla adayının adında ne kadar “A” harfi varsa, kampanyasında ondan fazlası yalan var. O değil mi ki; birkaç önce reisinin kararnamesi ile 117 metrekare orman arazisine gece yarısı tamah etti. Mehmet Tosun onca farklı partiden aday oldu da, A’sı bol şimdinin AKP’lisi kaç parti değiştirmiş acep? Ben Google tanrısından bakarken arama motoru; “Allah belanı verecek Ayhan Karahan” diye yanıt verdi. Selda Bağcan türküde; “Zilleri taktı. Çıkı çıkı yaptı. Şeffaf bir maske taktı. İpler kimde, izleri belli. Hop terallelli” der ya… Akla düşmemesi olası mı? Ama sorun şurada görünüyor. Son kullanma tarihi geçmiş adayların para yapıştıranı da olmuyor. Oyunları da, sahne şovları da keyiften çok baygınlık veriyor. Mumcular da, “İzmir Marşı” çalsan da, Antik Tiyatro da “mübarek Ramazan’da” küfre ve eroine davetiye repçi çıkarsan da, afişine en sırıtkan halini koysan da bu baygınlık ruh hali dağılmıyor. Aydın Ağan Ayaydın’da ki; “A” lar denli bir baygınlık hali yani.

Batan Gemiyi Tosun Terkeder.

Bodrum Belediyesi eleştirilerinden de öte Tosun’un; “Bodrum açık denizde dümeni kırılmış gemi gibi” diyor. Ben denizciyim. Açık denizde dalgaları da, rüzgarı da hesaba katarak dümeni kırmak gerek. O ayrı. Ama Tosun kaç kez, kaç limana dümeni kırmış acep? Bodrumlu dümeni açık maviliklere kırar. Tosun hep ranta mı dümen kırar? Daha doğrusu batan gemiyi hep Tosun mu terk eder? “Şu anda hangi partiden adaysın” dendiğinde bir süre düşüneceğinden hiç endişem de yok. Ayrıca o dümen mevzularında kendisi İYİ Parti’nin “Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı” idi. Ahmet Aras başkanlığındaki sürecin ağababası iken, gıkını çıkarmamışsın, şimdi zilleri takmışsın! Neyse ki; Bodrumlu aptal değil. Bodrum’a şehir stadyumu yalanı ise tribünlere çarpar. Yandaş medya haberlerinde AKP’nin 1. Sıra meclis adayı ve kontenjan adayı referanslı haberlerde 2019’da bakanlığa stat dosyası verildiğinden, 2022’de Gençlik Spor Bakanı’nın 2 hafta içerisinde Bodrum’da olacağından söz edilir. AKP’nin normal ve kontenjandan 1. sıra adayları Rıza ile Zeynel’in yüzü burada mı? Meğerse kendileri spor aşkına değil de, reisleri aşkına Bodrumspor’da imişler. Hayatlarında minyatür kale maç dahi yapmamış olanlar futbola bulaşınca ortaya böylesi hazin tablolar çıkıyor elbette. Top elbette yuvarlak. Peki ya aday!!!

Bu Aşk 31 Mart’ta Bitmez.

Mehmet Tosun adaylık sürecini açıklarken; “Bu seçime seçmen olarak katılacaktım. Çağırdı. 30 Ocak’ta gittim. Talimat verdi. Aday oldum” diyor. Öncelikle talimatla aday olan kazanırsa talimatla yönetir. Talimatla yöneten de talimatla görevden alınır. Ölen Kadir Topbaş, yaşayan Melih Gökçek örnekleri. Salya-sümük görevden alındılar, haklarını helal etmediler falan, filan… Gerçekten merakımdan soruyorum. Talimatlılara reisleri; “Günde 2 defa tuvalete gideceksiniz” derse, “Allah’ın hakkı üçtür” deme şansları var mı? Tosun, “Dereköy’de köyün merasına kurulmak istenen GESS( Güneş Enerjisi Santrali) projesini durdurdum”, “Ortakent- Yalıkavak yolu inşaatını yeniden başlattım” diyor, diyor. Aydın Ağan Ayaydın (A’ları siz sayın); “Akbelen’de 190 parsel tarım arazisinin reis imzası ile acil istimlakını ben durdurdum” diyor. Bu ne ya? Bodrum AKP zulmünden bunların ricası ile kurtuluyor. Bodrumlu’ya; “Bizi seçmezseniz, sizi reise veririz” mi deniyor. Küçük bir yanılgı var gibi. Bodrumlu salak değil. AKP geldiğinde Ortakent’teki İslam Külliyesi’nin Ensar Vakfı’na, Barlar Sokağı’nda ki Mahfel Cafe’nin TÜGVA’ya, Çarşı Kafe’nin TÜRGEV’e, İçmeler’deki Yelken Kulübü’nün Okçuluk Vakfı’na verileceğini çok iyi biliyor. Nasıl ki; adı bol A’lı Muğla adayına 117 metrekare orman arazisi verildi ise, nasıl ki; Cennet Koy Mehmet Cengiz’e peşkeş çekildi ise, nasıl ki; Akbelen Ormanı Limak’a kurban edildi ise… Keser de, sap ta çoktan döndü. Sarayın yanlış hesabı ise Bodrum’dan elbette dönecek. Çünkü Bodrumlu salak değil. Toprağına, çocuğuna düşman olacak denli hain de değil. İyi ki; Bodrumluyuz. İyi ki; 1 Nisan’a gene şakasız bir bahar sevinci ile uyanacağız. Ama Bodrum’un hafızası unutkan değildir. 31 mart’a değin, oynanan ciki cikiyi de, yağmalanmaya çalışılan koylarını da, ormanını da, merasını da, umutlarını da unutmaz. Bu aşk 31 Mart’ta bitmez.

Ayhan Karahan